Özellikle sağ tarafta bekleyen insan kalabalığını görünce bunalıp sol taraftan yürüyerek geçmeye çalışanlardansanız, sizin de sabrınız tükenmiş demektir.
Peki yürüyerek kendi vaktimizi çaldığımızı söyleseydik hâlâ aynı mı düşünürdünüz?
Yürüyen merdivenlerin önünde sıralanmış insanlar, şehir yaşamının alışılmış manzaralarından biridir.
İlk bakışta yürüyen merdivenlerin amacı, hızlı ulaşımı teşvik etmek gibi görünse de şaşırtıcı bir şekilde araştırmalar bu algının genel toplumsal refaha zarar verebileceğini gösteriyor. “Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyiz.
Özellikle yürüyen merdivenlerde yürümek, seyahat sürelerini kısaltabilir. Ancak bu davranış, merdivenin tam kapasiteyle kullanımını engelleyerek genel olarak daha uzun beklemelere ve dolayısıyla toplamda daha uzun süreler harcanmasına neden olabilir.
Araştırmalar, insanların %75’inin yürüyen merdivenlerde durmayı tercih ettiğini gösteriyor.
Bu durumda, yürüyen tarafı kullanmak isteyen azınlık, genel kapasiteyi düşürebiliyor ve bu durum toplam verimliliği azaltabiliyor. Veriler, %60’ın sağ tarafta yürümeden beklediğini gösteriyor.
Herkesin aynı oranda ayakta kaldığı bir araştırmada yürüyen merdivende oluşan kuyruğun da azaldığını, herkes için yolculuk süresinin düştüğü gözlemlendi.
Tokyo ve Hong Kong gibi büyük şehirlerde bu sorunu çözmek için adımlar atıldı.
Toronto’da güvenlik uzmanlarının önerisi üzerine yürüyen merdivenlerde sağa yürümeyi teşvik eden tabelalar kaldırılmış ve Londra’da “yalnızca ayakta durulur” politikası uygulanmıştır. Bu tür önlemler, saatlik kapasitede %27’lik bir artış sağlamıştır ve genel seyahat sürelerini kısaltmıştır.
Başka bir araştırmada ise sabah saatlerinde 12.745 kişi taşıdığı hesaplanan yürüyen merdiven, bu politikalar uygulandıktan sonra 16.220 kişiyi taşıyabilmiştir.
Toplumsal refah açısından konuya baktığımızda, yürüyen merdivenlerin herkes tarafından etkin ve doğru kullanımı oldukça önemli. Yürümek veya beklemek sizin tercihiniz ancak lütfen merdivenlerin sol tarafında beklemeyin 🙂